16 Aralık 2025 - Salı

YILIN SON NEFESİ; ARALIK

Bir kapanış töreni gibidir aralık ayı. Bitmeyen cümleler nokta arar, yarım kalan duygular kendine bir raf bulur.

Yazar - Aydın Uzkan
Okuma Süresi: 4 dk.
Aydın Uzkan

Aydın Uzkan

-
Google News

Takvimin son sayfası gibi durur aralık; kenarları kıvrılmış, rengi biraz solmuş ama bakıldıkça ağırlaşan bir anlam taşır. Günler kısalırken zaman uzar sanki; saatler camdan yapılmış gibi kırılganlaşır. Güneş, gökyüzünde misafirliğini erken bitirir, geriye düşüncelerin gölgesini bırakır. İnsan, bu ayda takvimden çok kendi içini çevirir.

Soğuk, yalnızca havaya değil hatıralara da siner. Sokaklar nefesini tutmuş gibidir; ayak sesleri daha belirgin, sessizlik daha derindir. Aralık, geçmişin üstüne ince bir kar serper; bazı anıları örter, bazılarını daha görünür kılar. Üşüyen eller ceplere girerken, zihin eski yılların sıcaklığına sığınır.

Bu ay, bir kapanış töreni gibidir. Bitmeyen cümleler nokta arar, yarım kalan duygular kendine bir raf bulur. İnsan, aynaya biraz daha uzun bakar; geçen zamandan yüzüne düşen çizgileri sayar. Aralık, “olan” ile “olması gereken” arasındaki mesafeyi ölçen sessiz bir cetveldir.

Bu ayda insanlar, geride bıraktıkları yılın muhasebesini yapar ve gelecek yıla dair yeni hedefler belirler. İnsanların içsel bir yolculuğa çıkmasına vesile olur. Aralıkta açan gül, kışa meydan okur !

Zamanın kendi içine doğru büküldüğü bir duraktır aralık. Günler kısaldıkça anılar uzar, sessizlik ağır bir perde gibi hayatın üstüne iner. Soğuk, yalnızca havayı değil düşünceleri de keskinleştirir; insan, yıl boyunca kaçtığı sorularla bu ayda yüz yüze gelir. Aralık, iç sesin yankılandığı uzun bir koridor gibidir; her adımda geçmişin gölgesi biraz daha belirginleşir.

Aralık, bitişle umudun aynı cümlede yan yana durabildiği nadir zamanlardan biridir. Eskimiş takvim yaprakları düşerken, görünmeyen bir başlangıç sessizce nefes alır. Aralık, vedaların bağırmadan konuştuğu, yeni ihtimallerin ise henüz fısıltı hâlinde olduğu bir eştir. İnsan, soğuğun ortasında, içindeki sıcaklığı yeniden tanımlar.

Geceler uzadıkça kelimeler çoğalır. Defterler daha sık açılır, pencereler daha çok izlenir. Dışarıda rüzgâr, içeride düşünceler dolaşır.

Aralık, insanın kendiyle aynı odada kaldığı, kaçacak bahanesinin azaldığı bir aydır. Sevginin sıcaklığı, aralığın soğuk günlerinde en çok hissedilir.

Kar beklerken, yağmur yağdığı olur; tıpkı mutluluk beklerken hüzün gelip kapını çalması gibi. Ama biliriz ki her yağmurun ardından, bir gün kar da yağacak; çünkü mevsim kışsa, umut hep vardır.

Yılın yükü aralıkla beraber  omuzlara çöker ama aynı zamanda o yükleri bırakmayı da öğretir bu ay. Her gün, geride kalana doğru eğilen bir baş selamı gibidir o. Vedalar yüksek sesle yapılmaz; daha çok içten, fısıltıyla gerçekleşir. Aralık, gitmenin de kalmak kadar insani olduğunu hatırlatır.

Ve sonra umut, soğuğun arasından ince bir filiz gibi belirir. Yeni yılın adı henüz konmamış bir çocuk gibidir; kırılgan, meraklı ve ihtimallerle dolu. Aralık, bitişten çok eşiği anlatır. Kapı aralıktır; içeri girmek de mümkündür, ardına kadar açmak da.

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.